Oruç, dinimizce sağlıklı olan herkesin yerine getirmesi gereken önemli ibadetlerden biridir. İslam'ın beş şartından biri olan oruç, sadece aç kalmak veya zayıflamak amacıyla değil, nefsi terbiye etmek ve Allah'a yakınlaşmak için tutulur. Oruç, Peygamber Efendimiz tarafından da önemli bir ibadet olarak vurgulanmıştır. Bilerek oruç bozmanın cezası konusunda halk arasında 61 gün oruç tutulması gerektiği şeklinde yaygın bir inanış vardır. Ancak bu bilgi doğru değildir. Orucunu özürsüz ve nedensiz bozan kişiler, kefaret ödemek zorundadır. Kefaret gerektiren durumlar şunlardır:
Kefaret Gerektirmeyen Durumlar Bilerek oruç bozup kefaret gerektirmeyen bazı durumlar da bulunmaktadır. Bunlar şu şekildedir:
Kefaretin Uygulanışı Fıkıh kitaplarında belirtildiğine göre, özürsüz olarak bilerek başlanan orucun bozulması durumunda kaza ve kefaret gerekir. Kefaret, ya iki ay üst üste oruç tutmak ya da bir köle azad etmek veya altmış fakir doyurmak şeklinde yerine getirilir. Bir günlük oruç bozma suçu, altmış bir gün art arda oruç tutma cezasıyla cezalandırılması gerektiği şeklindeki inanış ise Kur'an'ın temel prensiplerine aykırıdır. Oruç kefareti, farz değil sünnettir. Peygamber Efendimiz, orucu bilerek bozan kişiye Kur'an'da hatayla adam öldürene belirlenen cezaya denk bir kefaret belirlemiştir. Ayrıca, kefaretin bir köle azat etmek veya bir deve kurban kesme olduğu rivayetleri de bulunmaktadır. Kur'an-ı Kerim'de, her ne nedenle olursa olsun, oruç yiyene veya namaz kılmayana bir ceza belirlenmemiştir. Oruca niyet etmeyen ve oruç tutmayan kişiye kefaret gerekmediği de belirtilmiştir. Sonuç olarak, orucu herhangi bir sebep olmadan bozan kişinin, o orucu kazâ etmesi gerekmektedir. Ramazan ayında mazeretsiz oruç tutmamak haram olup büyük günah sayılmaktadır. |